256. HUTBE:

HUNEYN SAVAŞI, İLAHİ YARDIM VE GANİMETLER

Aziz ve Asil Mü'minler!

Allah (c.c), Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: '' Yemin olsun ki, Allah size bir çok yerde yardım etti. Huneyn gününde de. Hani, çokluğunuz sizi böbürlendirmişti de bu hiç bir işinize yaramamıştı. Tüm genişliğine rağmen, yeryüzü size dar gelmişti. Sonra da sırtınızı dönüp kaçmıştınız. Sonra Allah, resulünün üzerine de mü'minlerin üzerine de süküneti indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz ordular göndermiş de küfre sapanlara azab etmişti. Kafirlerin cezası işte budur.'' (Tevbe: 25-26)

Huneyn gazvesi hicretin sekizinci senesinin Şevval ayının onunda vuku buldu. İçinde bizzat peygamberimiz (s.a.v)'in bulunduğu ameller sicilinde kayıtlı büyük bir savaştırki o da Huney gazvesidir.

Huneyn, Taif yolu üzerinde bir vadidir. Huneyn'le Mekke'nin arası üç mildir. Bu savaş, heryönüyle Allah (c.c), Mekke'nin fethini nasib ettikten sonra daha bir önem kazandı. Büyük kabilelerden olan; Hevazın, Beni Sa'd ve Sakif' ler otuzbin kişilik bir ordu hazırlamışlar. Reisleri de Malik bin Avf'dır. Askerlerine; beraberlerinde develerini, koyunlarını, kadınla- rını ve çocuklarını almalarını emretmiş. O sırada da İslam ordularının başındaki komutan ise; komutanların piri peygamberimiz efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'dir. Sonra, Resulullah (s.a.v) beraberinde Mekke halkından ikibin, kendisi ile birlikte çıkan ve Allah (c.c.)'ın Mekke'yi fethettirdiği ashabından da on bin kişi olduğu halde çıktı. Böylece on iki bin kişi oldular. Resulullah (s.a.v) Attab bin Esid'i Mekke üzerine vali ve kumandan olarak tayin etti. Sonra resulullah (s.a.v) Hevazin ile karşılaş- mak amacıyla yürüdü. Ebu Bekr (ra) iman ordusunun hazırlanışını görünce; ''Ya Resulellah! Artık bugün, azlık yüzünden yenilmeyiz'' dedi.

Bu arada Muaz bin Cebel'i de, şeriatı garranın hükümlerini öğretsin diye görevli bıraktı. Çünkü Muaz, Kur'an-ı en iyi bilen, dinde fakih olan kimseydi. Peygamberimiz (s.a.v), düşmanın bulunduğu yere yaklaşınca Muhammed'i bir tertiple orduyu tertip ve tanzim etti; düzene soktu. Bu düzen içinde Muhacirlerin sancağını Ali keremellau veche'e, Ensar'ın sancağını da Hazreç'li Habbab b. El Munzir'e verdi. İki ordu çatışmaya başladılar. Çok olmalarına rağmen Allah düşmanları, kaçmaya başladı lar. Müslümanlar ise ganimetleri toplamakla meşgulduler. O arada- düşmanlar müslümanların üzerine çullandılar. Eğer peygambe- rimiz (s.a.v)'in şecati ve de Allah (c.c)'ın inayeti olmasaydı az kalsın düşmanlar savaşı kazanacaklardı. Allah resulu (s.a.v) düşmanlara saldırıyor ve şöyle diyordu: ''Ben, peygamberim, yalan yok! Ben, Abdulmuttalib'in torunu- yum!''

Kahraman adamları ile övünüyor ve onlara Uhud vakasını, ganimetlerin terk edilmesini hatırlatırordu...derken düşmanlar dan öldürülenler ve yere düşenler çok oldular, binlercesi de müslümanların eliyle esir edildiler.

Ayrıca altıbin kadın ve çocuğu esir aldılar. Savaş sona erdikten sonra Hevazın'den başlarında resileri olmak üzere, yani askerlerinin komutanı Malik b. Avf kafile kafile elçiler halinde resulullah (s.a.v)'in yanına geldiler...Malik, müslümanlığını ilan etti, bu sırada cemaatinden bir takım insanlar da müslüman oldular. Ve hem de İslam olmaları çok güzel oldu. Heyet ve temsilcilerinin reisi, Allahın Resulunden kadın ve çocuk esirlerin affedilmesini taleb ettiler, Allahın resulü de affetti. Peygambe- rimiz (s.a.v) müslümanlara esirlerin, kadın ve çocuk esirlerin iade edilmesini emrettiler.

Muhterem Müslümanlar!

Bütün bunlar bu gazvede, yani Huneyn savaşında olanların bir hulasasıdır. Aslında düşmanlar, binlerce insanı bunun için toplamışlar ve peygamberi ortadan kaldırmayı düşünmüşlerdir. Fakat, müslümanlar zaferi kazandılar ve ganimete sahip oldular. Elde ettikleri ganimetler; 24 bin deve, 40 bin koyun, 4 yüz okiyye gümüş...Allah Resulu (s.a.v) bunları muhacirlere dağıttı. Vaktaki Allah Resulu (s.a.v)'in Kureyşli'ler hakkında verdiklerini gördüler bu konuda Ileri-geri konuşmaya başladılar ve dediler ki; ''Adam ehline şefkatli ve merhametli davrandı.!'' Allah Resulu (s.a.v) buyurduki: ''Ey Ensar Topluluğu! İnsanlar koyun ve develeriyle beraber dönsünler, sizler de Allah resulu sizin kervanınızda olduğu sizinle -Medine-ye dönsün razı olup istemez misiniz? Hep beraber dediler ki: Kısmet ve nasip olarak sana razı olduk, seni istiyoruz. Allah Resulu (s.a.v) buyurdular: ''Ey Allah' ım! Sen Ensar'a, Ensar'ın çocuklarının çocuklarına merhamet et.''

Ne zaman ki kafile olarak Medine'ye doğru yöneldiler, Cirane mevkine vardıklarında umre için ihrama girdiler. Bu sefer Mekke'ye vasıl oldular, Allah (c.c)'ın evini yedi kere tavaf ettiler, Safa ile Merve arasında yedi kere say' ettiler. Ve böylece umrelerini tamamladılar. Bundan sonra da Medine'i munevvere'ye döndüler.

Ey Müslümanlar!

Bu Huneyn gazvesinden-savaşından- ibret alınız. Öğüt alıp hatırlayın. Çünkü öğüt almak ve geçmişi hatırlamak mü'minlere çok faideler verir.