HER YÖNÜ İLE HAC
ÖNSÖZ
İnsanları hacca çağır, yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler Ta ki, kendi menfaatlerine şahit olsunlar. Allahın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken, Onun adını ansınlar... (Hac, 22/27-28)
Mehmet Peker, Zilhicce-1422 / Mart-2002.
GİRİŞ
Hacc bilinci veya niçin hac? Hacca gitmenin nedeni ve bizim hacca gitmemiz neyi simgeliyor? Hacca gitmeli miyiz? Hacca gitmeden önce hayatımızdaki olması gereken değişiklikler ve ona maddi ve manevi hazırlığımız nasıl olmalı? Hacca gidip geldikten sonra hayatımızın düzeninde bir değişim, bir öze dönüş, bir iyileşme olacak mı? Yoksa bazılarımızın İslam
ı hacı ve hacıların şahsında, karalamasına vesile mi olacağız?
Bizim için ibadet sıradan yemek ve içmek gibi fani şeylere hizmet eden sıradan
eylemler değildir. İbadet bizim fani hayatımıza anlam kazandıran ve
ebedileştiren en büyük vesiledir. İbadetin sırrında görülen ve görülmeyen bir
çok hikmetler ve dersler vardır. İbadet müslümanın hayatındaki durağanlığı aktif
hale getirir, tembelik ve ataleti çalışmaya çevirir, düşüncedeki değişimi
pratize eder. Yaradılış gayesine en uygun yakınlaşma vesilesiyle Rabbe ulaşmaya
çalışır.
Müslümanın yapmakla emrolunduğu her ibadetin müminin gündelik hayatında çok
büyük önem arzeder. Namaz ibadetiyle Rabbiyle birlikteliğini sürekli kılmak,
yaşamına disiplinize etmek, Allah
HACC
Haccın Sözlük Anlamı :
Bir şeye kastetmektir. Biri bize hacetti, yani bizi ziyaret etmeyi kasetti.
Bu sözlük anlamıdır, ancak daha sonra hac istilahi bir anlam kazanmıştır. Hacc deyince Kabeyi ziyaret etmek veya Kabeyi kast ederek sünnet ve farz kılınmış belli menasıkleri (vecibeleri-görevleri) yerine getirmektir.Haccın Istılahi Anlamı:
Belli menasikleri (haccın vazifelerini) belli bir zamanda yerine getirmek için Kabeyi ziyaret etmektir.
Belli bir zaman diliminde, belli bir fiili yerine getirmek gayesiyle, belli bir yeri ziyaret etmek için, kastetmek olduğunu söylememiz mümkündür.Hac; Anlam ve Mâhiyeti
Hac, İslâm
ın temel ibâdetlerinden biridir. Arafatta belirli vakitte bir süre durmaktan, daha sonra Kâbe-i Muazzamayı usûlüne göre ziyâret etmekten (tavâf) ibâret olan ve İslâmın şartlarından/rükünlerinden birisini teşkil eden ibâdettir.Kurân-ı Kerimde Hac
Safâ ile Merve şüphesiz Allah
ın şiarlarından/alâmetlerindendir. Kim Beytullahı hacc/ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde bir günah yoktur. Kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa, şüphesiz Allah onu bilir, karşılığını verir. (Bakara: 2/158)Hadis-i Şeriflerde Hac ve Haccın Fazîleti
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Ey insanlar, size hac farz kılınmıştır. Haccı edâ edin! Cemaatte
bulunan bir adam:
Her sene mi, ey Allah
Şüphesiz Allah size haccı farz kıldı, haccı îfâ edin.Hac, hicretin altıncı yılında bazı rivayetlerde ise hicretin dokuzuncu yılında Medinede farz kılındı.
Cenab-ı Hakk haccın farz oluşuyla ilgili şöyle buyurmaktadır:Haccetmenin Hükmü ve Delilleri:
Alimler, kişinin ömrü boyunca bir kez haccetmesinin farz
olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Müslümana haccın farz olduğuna dair, hem
Kuranda ve hem de Sünneti Seniyede bir çok açık deliller vardır. Kuran-ı
Kerimde Cenab-ı Hakk şöyle buyurmaktadır:
...Oraya gitmeye imkan bulabilen herkesin Kabeyi haccetmesi Allah
Bazı durumlarda birden fazla hac yapmak gerekebilir. Adak haccı ve bozulan bir
nâfile haccı kaza etmek gibi. Bazen hac haram olur; haram para ile haccetmek
gibi. Bazen de mekruh olur; hizmete ihtiyacı olan ana-babanın iznini almadan
haccetmek gibi. Ebeveyn bulunmayınca dede ve ninelerden, borcunu ödeyecek başka
malı bulunmayan borçlu ve kefilin alacaklılardan izin almaksızın, hac yapması da
mekruhtur. Hanefîlere göre bu kerâhet, tahrîmendir.
Hanefî, Şâfiî ve Mâlikîlere göre, haram para ile yapılan hac, gasbedilen arâzide
kılınan namazda olduğu gibi farz veya ikinci defa hac yapılıyorsa nâfile olarak
sahih olur. Bu kimsenin üzerinden farz veya nâfile düşer. Hanbelîler ise, haram
malla yapılacak hacca icâzet vermezler. Çünkü bu mezhep, gasbedilen arâzide
kılınacak namazı da sahih kabul etmez.
Haccın Fevrî veya Ömrî Oluşu
Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf, Mâlikîler ve Hanbelîlere göre, hac
fevrîdir. Yani, yükümlünün, gerekli şartları taşıdığı ilk yılda haccetmesi
gereklidir. Haccı, yıllar boyunca geciktirirse fâsık olur ve şâhitliği
reddedilir. Çünkü haccı geri bırakmak, küçük masiyettir. Bunda ısrar etmek,
kişiyi fıska götürür. Böyle bir kimse hac yapmadan malı telef olsa, borç para
alıp haccetmesi halinde, İlâhî mağfirete nâil olacağı umulur.
Haccın geciktirilmeden îfâsına, hacla ilgili âyetler delâlet ettiği gibi, şu
hadisler de bunu destekler:
Hac yapmakta acele ediniz. Çünkü sizden biriniz ölümün kendisine ne zaman
geleceğini bilmez.
Umrenin Hükmü:
Farz oluşu hususunda alimler, ihtilafa düşmüşlerdir. İmam Şafii ve İmam Ahmede göre umre, hac gibi ömürde bir sefer farzdır. Buna delil olarak da, Kuranda Haccı ve Umreyi Allah için tamamlayın.
Emir şeklinde gelmiş olmasıdır demişlerdir.hadisinde hac zikredilirken umre zikredilmemiştir. Başka bir hadiste ise Hac vaciptir, umre ise tatavvudur. Yani sünnettir, buyurdu.
Bu ihtilafın sebebi görüldüğü gibi rivayet edilen çeşitli hadislere dayanmaktadır.Haccı Geciktirmenin Hükmü
Cenabı Hak, diğer ibadetler gibi, hac görevini de yapmayı,
gücü olan müslümanlara farz kıldı. Haccın farziyeti daha önce zikredildiği gibi,
Kuran ve sünnetle sabittir. Hac ömürde, sadece bir kez ve imkanı olan
müslümanlara farz kılınmıştır.
Burada belirtildiği gibi her yıl haccetmek bizim üzerimize farz değildir.
Haccetmenin belli bir imkan dahilinde olduğu da gerçek bir vakadır. Bizim
burada değinmek istediğimiz, imkan bulamayanlar değil, bizatihi imkan bulduğu
halde haccı geciktirerek bu ibadeti ihmal edenleredir.
İmam Şafiinin bazı alimleri, haccın fevren (hemen) değilde; terahi (erteleme)
şeklinde eda edilmesinin caiz olduğunu belirtmişlerdir.
Hac Çeşitleri
Hac; farz, vâcip ve sünnet olmak üzere üç kısma ayrılır. Gerekli şartlara sahip olan her müslümana ömründe bir defa hac yapması farzdır. Hac yapmayı adayan kimsenin hac etmesi vâciptir. Yine, başlanmış iken bozulan nâfile bir haccı kazâ etmek de vâciptir. Farz haccı yapmış olan kimsenin, birden fazla yapacağı haclarla, henüz yükümlü olmayan çocuğun yapacağı hac nâfiledir. Umre ise, hac ayları dışında da yapılabilen sünnet bir ibâdettir. Gerek farz, gerek vâcip, sünnet veya nâfile hac üç çeşide ayrılır: İfrad, temettû ve kıran haccı.
Hacca niyet edenler üç şekilde hac farizasından birini yerine getirmek için
ihrama girerler. İhrama giren kişi, ya yalnız hac niyetiyle ya da yalnız umre
niyetiyle veya hem hac ve hem de umre niyetiyle ihrama girer. Bunlara da, hac
çeşitleri denilmiştir.
1- Haccı İfrad :
Mikatta ihrama girerken yalnız hac yapmaya niyet edilince, buna ifrad haccı denir. Bu haccı yapana da müfrid denir. Bunda, umre yapmaksızın yalnız hac ibâdeti îfâ edilir. Akabe cemresini yapıncaya kadar müfrid hacı ihramda kalır. Akabe cemresinden sonra dilerse kurban keser. Çünkü ifrat haccı yapana kurban kesmek vâcip değildir. Dilerse nâfile olarak keser. Sonra tıraş olur veya saçlarını kısaltır ve ihramdan çıkar.
Bu çeşit hacca niyet eden kimse, mikat mahallinde veya mikat mahalinden önce,
tek bir ihramla yalnız hacca niyet eder. Haccı ifrada niyet eden kişi, hac
farizasını yerine getirdikten sonra umre yapar. Bu hacca niyet eden, ihram
giymeden önce güsleder ve abdest alır.
Temiz bir ihram giyinip, güzel kokuların sürülmesi ve iki rekat namaz kılınması,
ihramın sünnetlerindendir. Namazdan sonra da, hacca niyet getirerek Allah
2- Haccı Temettü:
Hac aylarında önce umre için ihrama girip, umreyi tamamladıktan sonra, aynı
yılın hac aylarında hac için yeniden ihrama girerek yapılan hacca temettû
haccı denir. Burada umre ve hac ayrı ayrı ihramla îfâ edilmektedir. Bu çeşit
haccı yapana mutemettî denir. Temettû haccı yapacak olan kimse, mikatta umre
niyetiyle ihrama girer. Mekkeye ulaşınca tavaf ve sayeder, tıraş olur veya
saçlarını kısaltır. Böylece umreyi tamamlayıp ihramdan çıkar. Normal
elbiselerini giyer, ihramlı olmayanlara mubah olan şeylerden yararlanır. Sonra
Zilhiccenin sekizinci günü veya daha önce Mekkede kaldığı evde ihrama girer,
kudüm tavafını yapar, diğer hac amellerini tamamlar. Bir haccın temettû haccı
sayılması için, umre ile haccın aynı hac mevsimi içinde yapılması gereklidir.
Hac mevsiminden önce umre yapıp, sonra hac mevsiminde hac yapmak, temettû haccı
olmadığı gibi, bir yıl umre, sonraki yıl hac yapmakla da temettû meydana gelmez.
Mikatların dışında kalan belde ve ülkelerden gelen hacılar (âfâkîler), uzun süre
ihramda kalmamak için, daha çok temettû haccını tercih ederler. Burada umre ile
haccı, aynı hac mevsiminde ayrı ihramlarla birlikte yapmaya muvaffak
kıldığından, Allah Teâlâ için bir şükür kurbanı kesilir. Bu kurban, Akabe
cemresi taşlandıktan sonra, tıraştan veya saçları kısaltmazdan önce, kurban
bayramı günlerinden birinde kesilir. Kurban kesmeye gücü yetmeyen kimse, hac
sırasında Arefe günü bitmek üzere üç gün, bayram günleri çıktıktan veya kendi
beldesine döndükten sonra yedi olmak üzere toplam on gün oruç tutar.
Cenabı Hak şöyle buyurmaktadır:
Hac ihramına girinceye kadar umreden faydalanabilen kimseye kolayına gelen
bir kurban kesmek gerekir. (Bakara: 2/196)
Ayette kastedilen haccın, Mekkede mukim olmayanların hac aylarında, umre
niyetiyle ihrama girip, umre menasikini bitirdikten sonra da, hac için tekrar
ihrama girme hususu olduğu konusunda alimler ittifak halindedir.
3- Haccı Kıran:
Aynı hac mevsimi içinde umre yaptıktan sonra ihramdan çıkmadan yapılan hacca,
kıran haccı, bu haccı yapana kaarin denir. Kişi, umre ile haccı beraber yapmak
üzere ihrama girer; umreyi tamamlar, ihramdan çıkmaz; ihramın gereklerine riâyet
ederek hac fiillerine başlar, kudüm tavafını yapar, Arafatta durur, bayramın
birinci günü Akabe cemresini attıktan sonra kurbanı kesip tıraş olur, ihramdan
çıkar.
Temettû ve kıran haccı yapanlara şükür kurbanı kesmek vâciptir. İfrat haccı
yapanın böyle yükümlülüğü yoktur; dilerse nâfile kurban kesebilir. Kıran haccı
yapan hacı, şükür kurbanı kesemezse, bayramdan önce üç gün, evine döndükten
sonra yedi gün olmak üzere on gün oruç tutar. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
Güvene kavuştuğunuz zaman hac zamanına kadar umre ile faydalanmak isteyen
kimse, kolayına gelen kurbanı keser, kurban bulamayan, üç gün hacda, yedi gün de
döndüğünüz zaman olmak üzere tam on gün oruç tutar. Bu, ailesi Mescid-i Haram
civarında oturmayanlar içindir. (Bakara: 2/196)
Temettû veya kıran haccı yapan kimsenin şükür kurbanı kesmeye gücü yetmez ve
kurban bayramından önceki üç gün orucu da tutmamış bulunursa, sonra yedi günü de
tutması gerekmez. Bunun yerine kurban kesmesi gerekir. Kurban kesemeyecek
durumda ise ihramdan çıkar, fakat bu kez, iki kurban lâzım gelir. Birisi temettû
veya kıran kurbanı, diğeri kurban kesmeden ihramdan çıktığı için ceza
kurbanıdır. Mekkelilere ve mikat sınırları dâhilinde oturanlara temettû veya
kıran haccı yoktur. Onlar, yalnız ifrad haccı yaptıklarından şükür kurbanı
kesmeleri gerekmez.
Hac niyeti ile mikat mahallinde veya mikattan önce, hem umre ve hem de hacca tek
bir niyet ve tek bir ihrama girmeye kıran haccı denir. Umre ve hacca birlikte
şöyle niyet edilir: Allah
Haccın Faydaları
Haccın insanlara edebi, ictimai, iktisadi ve sosyal ilişkinin
artması gibi bir çok önemli hususlar vardır. Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır
Haccın Diğer İbadetlerden Farklı Özellikleri
İslam dininin önemli beş esas üzerine kurulduğu ve bunlardan
birinin de haccetme olduğunu peygamber (s.a.s.) bizzat beyan etmektedir. İslamın
tüm esasları birbirleriye bağlantılıdır. İbadetlerin hiç biri birbirinden
bağımsız değildir. İman, ibadet, ahlak ve muamelat ilkeleri son derece birbirine
bağlıdır. İslamda, imansız bir amel, amelsiz bir iman veya ahlaksız bir
muamelat düşünülemez.
Tüm ibadetler önemlidir; hepsinin bir tek amacı vardır, tüm peygamberler
insanları hep aynı şeylere davet etmişlerdir. İbadetin asıl amacı, Allaha
hakkıyla kulluk görevini yerine getirme ve Allah