BERAT GECESİ
27 Agustos 2007 Pazartesini saliya bağlayan gece, Ramazan ayının habercisi,
Şaban ayının 15. gecesi olup BERAT kandilidir. Berat kandili Müslümanların,
sınırsız af ve merhamet sahibi olan Yüce Allah'a sığınarak günahlardan
arındıkları, ilâhî lütuf ve bereketlere eriştikleri müstesna zaman dilimlerinden
birisidir.
Aslı "Beraet" olan ve Türkçe'ye "Berat" olarak giren bu kelimenin sözlük anlamı:
"Borçtan, hastalıktan, suç ve cezadan kurtulmak"tır. Dînî literatürde ise:
"Günahlardan arınmak, temize çıkmak, ilahî af ve rahmete nail olmak" mânasını
ifade etmektedir. Buna göre Berat gecesi, Allah Teâlâ'nın affı ve bağışlaması
ile Müslümanların günahlardan arınmasına ve kurtuluşlarına bir vesiledir. Allah
Teâlâ, bu mübarek gecede, kendisine yönelip af dileyen mü'min kullarına,
cehennemden kurtuluş beratı verir. Berat gecesine, bereketli ve feyizli bir gece
olması sebebiyle, "Mübarek"; kulların günahlarının affolunması ve temize
çıkmaları sebebiyle, "Beraet"; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle: "Rahmet";
geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması
sebebiyle: "Beraet ve Sakk" adı da verilir. Berat gecesi hayırlarla dolu
olayların meydana geldiği bir gecedir. Berat gecesini, bu derece yücelten husus,
Berat gecesinin kudsiyeti, Kur'anı Kerim'in bu gecede Levhi Mahfuz'dan dünya
semasına indirilmiş olması ile alâkalıdır. Cenabı Hak şöyle buyurur:
"Ha Mim, (helâl ile haramı ve sair hükümleri apaçık bildiren bu) kitab (Kur'anı
Kerim)e yemin ederim ki, gerçekten biz onu mübarek bir gecede indirdik. Muhakkak
biz (hak din İslâm'dan yüz çevirenleri) uyaranlarız. (O, öyle bir gecedir ki, bu
geceden gelecek senenin aynı gecesine kadar rızıklar, eceller ve benzeri) her
hikmetli iş katımızdan bir emir ile o zaman ayrılır. Hakikat biz, Rabbinden bir
rahmet (eseri) olarak (peygamberler) gönderenleriz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ
(her şeyi) hakkıyla işitenin, (her şeyi de) kemaliyle bilenin ta kendisidir."(1)
Âyeti kerimede geçen "mübarek gece"den maksat, bir tefsire göre Berat
gecesidir. Bu tefsir sahiplerinin sahih kabul ettiği rivayetlere göre: Kur'anı
Kerim'in tamamı, bu gecede Levhi Mahfuz'dan dünya semasındaki Beyti Ma'mur'a
indirilmiş, sonra da Kadir gecesinden itibaren Cebrail vasıtasıyla Peygamber
Efendimiz'e peyderpey indirilmiştir.(2) Ayrıca Kıblenin Kudüs'teki Mescidi
Aksâ'dan Mekkei Mükerreme'deki Kâbe istikametine çevrilmesinin hicretin ikinci
yılında Şaban ayının 15'inde vuku bulması da bu geceye ayrı bir önem
kazandırmaktadır. Bu önemli iki hâdise münasebetiyle Berat gecesine mahsus şu
beş haslet vardır.
MAHLÛKATIN MUKADDERATI
BU GECE YAZILIR
1 Mahlûkatın bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir, aziz veya
zelil olacakları, ihya (diriltme) veya imate (öldürme) edilecekleri, ecelleri
gibi her mühim iş bu gece tefrik edilir, görevli meleklere verilir. Cenabı Hak
şöyle buyurur:
"
(O, öyle bir gecedir ki, bu geceden gelecek senenin aynı gecesine kadar
rızıklar, eceller ve benzeri) her hikmetli iş katımızdan bir emir ile o zaman
ayrılır.
"(3)
Berat gecesi, ilâhî emirlerin Levhi Mahfûz'dan yazılmasına başlanır. Kâtip
melekler bu geceden, gelecek seneki aynı geceye kadar olan olayları yazar ve bu,
"Kadir gecesi" bitirilerek, rızıklara ait nüsha Mikâil'e; musibetlere ait nüsha
Azrail'e; harplere, zelzelelere, yıldırımlara, çöküntülere ait nüsha da
Cebrail'e teslim olunur. Osman b. Ahnes'den rivayete göre Resûlullah şöyle
buyurdu:
"Şaban'dan Şaban'a eceller belirlenip (görevli meleklere bildirilir), o kadar ki
adam evlenir, çocuğu olur, oysa ismi ölecekler arasına (yazılıp)
belirlenmiştir."(4)
Hz. Aişe'den rivayete göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
"Allah Teâlâ, hayrı şu dört gecede yazdırır:
a) Kurban Bayramı gecesi,
b) Ramazan Bayramı gecesi,
c) Şaban ayının yarısı gecesi yani Berat gecesi. Bu gece, Allah Teâlâ, ecelleri
ve rızkı yazar. Hacca gidecekler de bu gece yazılır.
d) Sabah namazı vaktine kadar Arefe gecesi..." Diğer bir rivayete göre, "Onlar
beş gece olup biri de: cuma gecesidir."(5)
Binaenaleyh, muhterem okuyucu! Gelin
Mukadderatımızın tayin ve tesbit edildiği
bu mübarek gecede, çok çok dua edelim.
BU GECEKİ İBADETLER
HER ZAMANKİNDEN FARKLIDIR
2 Berat gecesinde yapılan ibadetin fazileti büyüktür. Bu gece hakkında Hz.
Ali'den rivayete göre Resûlullah şöyle buyurdu:
"Şaban ayının yarısı yani Berat gecesi olduğu zaman kalkınız, o geceyi ibadetle
geçiriniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Çünkü Cenabı Hak, güneşin batmasıyla
birlikte (rahmet ve ihsanıyla, gufran ve inayetiyle) dünya semasına tecelli eder
ve şöyle buyurur: Günahlarının bağışlanmasını isteyen yok mudur? Onu
bağışlayayım. Rızık isteyen yok mudur? Onu rızıklandırayım. Bir derde düşen yok
mudur? Ona afiyet vereyim (o dertten kurtarayım). Şöyle olan yok mu? Böyle olan
yok mu? (Ve bu hitap) fecir doğuncaya kadar devam eder."(6)
"Allah Teâlâ'nın dünya semasına tecelli etmesinden" murad: O'nun rahmet ve
bereketinin, hayır ve nimetinin inmesi; sema kapılarının açılması, duaların
süratle kabul edilmesi, kullarına rahmet ve merhametle bakmasıdır.
Binaenaleyh, bu mübarek gecede yapılacak olan ibadet ve taatta, kılınacak olan
kaza veya nafile namazlarında birçok sevap vardır. Bakınız
Rabbimiz nida
buyuruyor:
"Günahlarının bağışlanmasını isteyen yok mudur? Onu bağışlayayım."
Biz varız, ya Rabbi! diyelim. Günahlarımıza tevbe, istiğfar edelim.
"Rızık isteyen yok mudur? Onu rızıklandırayım."
Biz varız, ya Rabbi! Bize helâl, bol rızık nasip eyle, diyelim.
"Bir derde düşen yok mudur? Ona afiyet vereyim (o dertten kurtarayım)."
Biz varız, ya Rabbi! diyelim. Dertlerimizi, hastalıklarımızı, sıkıntılarımızı,
müşküllerimizi söyleyelim. Rabbimizden halletmesini isteyelim.
RAHMETİN BOL OLDUĞU GECEDİR
3 Allah Teâlâ'nın rahmeti bu gece taşar da taşar. Hazreti Aişe validemiz bu
geceyi bize şöyle anlatıyor:
"Günün birinde Hazreti Peygamber yanıma girdi. Elbisesini çıkardı, aradan pek
bir zaman geçmeden tekrar giyindi. Bunun üzerine beni büyük bir kıskançlık
sardı. Kuma (ortak)larımdan birinin yanına gidecek sandım ve çıkıp peşini takip
ettim. (Medine'nin kabristanı olan) Bakîu'lgargad (Cennetül Bakî)de kendisine
eriştim. Mü'minlere ve şehidlere istiğfar ve dua ediyordu. Kendi kendime:
Anam babam sana feda olsun, Ya Resûlallah! Sen Rabbinin rızası uğrunda, ben ise
dünya peşindeyim, diyerek döndüm. Soluksoluğa odama girdim. Ardımdan da
Resûlullah bana ulaştı ve:
Ey Aişe! Bu soluk soluğa nefes neyin nesi? diye sordu. Ben:
Ya Resûlullah! Anam babam uğruna feda olsun! Yanıma geldiniz, elbisenizi
çıkardınız. Sonra fazla durmadan tekrar giyin(ip git)tiniz. Beni kıskançlık
tuttu. Ortaklarımdan birinin yanına gideceğinizi zannettim. Nihayet sizi Bakî
(kabristanın)da (dua ve istiğfar) yaparken gördüm, dedim. Resûli Ekrem şöyle
buyurdu:
Ey Aişe! Allah ve Resûlü sana haksızlık edecek diye mi korkuyorsun? Fakat bana
Cebrail geldi ve şöyle dedi: "Bu gece Şaban'ın yarısı gecesidir. Cenabı Hak bu
gecede Benî Kelb kabilesinin koyunlarının tüylerinin sayısı kadar kimseyi
Cehennemden âzâd eder. Fakat bu gece Allah; müşriklerin, kincilerin, akrabaları
ile münasebeti kesenlerin, hayat ve ihtişamlarına mağrur olanların, ana ve
babalarına isyan edenlerin, içki düşkünlerinin yüzlerine bakmaz. Sonra Resûli
Ekrem elbisesini çıkardı. Bana:
Ey Aişe! Bu gece ibadet etmeme müsaade eder misiniz?" buyurdu. Nezakete
bakın!... Cevapta da aynı zarafet ve güzellik... Evet, sana anam babam feda
olsun, ya Resûlallah! dedim. Sonra Hz. Peygamber namaza kalktı. Secdeye kapanıp
uzun müddet kaldı. Vefat etti diye endişelendim. Kalktım elimle yokladım. Elimi
ayağının iç kısmına koydum, kımıldadı. Ben de sevindim. Secdede şöyle dua ve
niyaz ettiğini işittim:
"Allah'ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyor; senden yine sana
sığınıyorum. Zatın yücedir. Sana karşı senayı sayıp bitiremem. Sen kendini nasıl
sena ettinse öylecesin."
Sabah olunca, bunları Resûli Ekrem'e söyledim. O da:
Ey Aişe! Bunları öğrendin mi? dedi.
Evet, ya Rasûlallah! dedim. Resûli Ekrem:
Bunları hem öğren hem de başkalarına öğret. Zira bunları bana Cebrail öğretti
ve secdede bunları tekrar etmemi emretti, buyurdu.(7)
BU GECE AF GECESİDİR
4 Bu gece mağfiret gecesidir. Ebû Musa elEş'arî'den rivayete göre Peygamber
Efendimiz şöyle buyurdu.
"Muhakkak Allah Teâlâ, Şaban ayının yarısı, yani Berat Gecesi (kullarına
rahmetle) bakar ve herkesi mağfiret eder. Yalnız müşrik olan kimse ile düşmanlık
eden, kin ve husumet besleyen kimseyi mağfiret etmez."(8)
Ebû Hüreyre'den rivayete göre, Resûlullah Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Şaban ayının yarısı, yani Berat gecesinin ilk vaktinde Cebrail bana geldi, şöyle
dedi.
Ya Muhammed! Başını semaya kaldır...Sordum:
Bu gece nasıl bir gecedir? Şöyle anlattı:
Bu gece, Allah Teâlâ, rahmet kapılarından üç yüz tanesini açar. Kendisine şirk
koşmayanlardan hemen herkesi bağışlar. Meğerki, bağışlayacağı kimseler büyücü,
kâhin, devamlı şarap (alkollü içki) içen, faizciliğe ve zinaya devam eden
kimselerden olalar. Bu kimseler tevbe edinceye kadar, Allah Teâlâ onları
bağışlamaz. Gecenin dörtte biri geçtikten sonra Cebrail yine geldi ve şöyle
dedi.
Ya Muhammed! Başını kaldır... Bir de baktım ki, cennet kapıları açılmış.
Cennetin birinci kapısında da bir melek durmuş şöyle sesleniyor:
Ne mutlu bu gece rükû edenlere!..
İkinci kapıda da bir melek durmuş şöyle sesleniyordu:
Bu gece secde edenlere ne mutlu!.. Üçüncü kapıda duran melek de şöyle
sesleniyordu:
Bu gece dua edenlere ne mutlu!..
Dördüncü kapıda duran melek de şöyle sesleniyordu:
Bu gece Allah'ı zikredenlere ne mutlu!..
Beşinci kapıda duran melek de şöyle sesleniyordu:
Bu gece Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu!..
Altıncı kapıda duran melek de şöyle sesleniyordu:
Bu gece Müslümanlara ne mutlu!..
Yedinci kapıda da bir melek durmuş şöyle sesleniyordu:
Hiçbir dilekte bulunan yok mu ki, kendisine dilediği verilsin?
Sekizinci kapıda duran melek de şöyle sesleniyordu:
Günahının bağışlanmasını dileyen yok mu ki, günahları bağışlansın?
Bunları gördükten sonra, Cebrail'e sordum:
Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak? Şöyle dedi:
Gecenin ilkinden, tan yeri ağarıncaya kadar. Sonra şöyle dedi:
Ya Muhammed! Allah Teâlâ, bu gece, Kelb kabilesinin koyunlarının tüylerinin
sayısı kadar kimseyi cehennemden azad eder".(9)
Bütün bu hadisi şeriflerden anlaşıldığına göre Peygamber Efendimiz, bu gecenin
mübarek bir gece olduğunu, Müslümanların bu gecede Berat'a mazhar olacaklarını
ancak tevbe etmedikleri takdirde, şu kimseler affedilmeyeceklerdir:
1 Allah Teâlâ'ya şirk koşanlar.
Bilindiği üzere en büyük günah Allah Teâlâ'ya ortak koşmaktır. Zatında ve
sıfatlarında tek olan, eşi, dengi ve benzeri bulunmayan Allah Teâlâ'ya eş
koşanları, O, affetmiyeceğini, bunun dışında kalan günahları dilediği
kimselerden bağışlayacağını Kur'anı Kerim'de şöyle bildirmiştir:
"Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, bundan başka günahları
dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile)
iftira etmiş olur. Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, ondan
başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa büsbütün
sapıtmıştır."(10)
2 Kin besleyenler. Bir Müslümanın kalbi başkalarına karşı kesinlikle kin
tutmayacak, affedici olacak. Çünkü bu dünyadaki ömür, düşmanlıklarla geçirilecek
kadar çok değil. Allah Teâlâ için düşmanlık hariç tabiî.
3 Zina edenler. Zina çok büyük günah. Kur'anı Kerim'de değil yapmak,
yaklaşılması bile yasaklanmaktadır. Cenabı Hak şöyle buyuruyor:
"Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur."(11)
Âyeti kerimede, "zina etmeyin" denilmeyip de "zinaya yaklaşmayın" buyrulması
ilgi çekicidir. Buna göre yalnız zina değil, kişiyi zina etmeye sevk eden; dinen
namahrem olan kimselerle başbaşa kalmak, senlibenli, çekici olmak vb. yollar da
yasaklanmıştır.
4 Sılai rahmi yani akrabaları, dostları ve yakınlarıyla akrabalık bağını,
gidişgelişi, irtibatı kesen kişi. Bu arada İslâm'ı bilmeyen, tatbik etmeyen
akrabalara da gidip gelecek miyiz? diye bir soru gelebilir insanın aklına.
Elbette gideceğiz ve taviz vermeden İslâm'ı anlatacağız.
5 Yol kesiciler.
6 Hayat ve ihtişamlarına mağrur olanlar.
7 Anababalarına karşı gelenler.
8 Bir Müslümanı kasten öldürenler.
9 İçkiye düşkün olanlar.
Evet, bütün bunlar tevbe etmedikleri takdirde, bu mübarek gecede affü mağfirete
nail olamayacaklardır.
PEYGAMBERİMİZE
ŞEFAATIN TAMAMI VERİLDİ
5) Bu mübarek gece Peygamber Efendimiz'e şefaat hakkının tamamı verilmiştir.
Çünkü Peygamberimiz, Şaban'ın on üçüncü gecesi ümmeti hakkında şefaat niyaz
etmiş, bu şefaatin üçte biri verilmiş, on dördüncü gecesi yine niyaz etmiş, üçte
biri daha verilmiş, on beşinci gece gene niyaz etmiş ve bu gece şefaatin tamamı
ihsan buyrulmuştur. Ancak Allah Teâlâ'nın emirlerinden devenin ürküp kaçtığı
gibi kaçıp uzaklaşanlar, bu şefaatten mahrum kalacaklardır.(12)
Peygamberimiz, Şaban ayının ekseriyetini, bazen de tamamını oruçlu geçirirdi.
Peygamberimiz'in Şaban ayında çok oruç tutması, ameller Allah Teâlâ'ya o ayda
arz olduğu içindir. Çünkü Üsame b. Zeyd diyor ki:
Yâ Resûlallah! Şaban ayında tuttuğun kadar başka aylarda oruç tuttuğunu
göremiyorum (sebebi nedir?), dedim. Peygamberimiz de:
Bu (Şaban ayı), Receb'le Ramazan arasında insanların gaflet ettikleri bir
aydır. Halbuki o (yani Şaban ayı), amellerin Rabbülalemin'e yükseltildiği bir
aydır. Ben, oruçlu olduğum hâlde amelimin yükseltilmesini seviyorum, istiyorum,
buyurdu.(13)
Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerifte Peygamberimiz bunun
diğer bir sebebini şöyle izah buyurmuşlardır: Hz. Aişe diyor ki: Resûlullah
Şa'ban ayının tamamında oruç tutardı. Ona dedim ki:
Yâ Resûlallah! Oruç tutmanda, sana ayların en sevimlisi Şa'ban'dır (değil mi?).
Şöyle buyurdu:
(Evet). Çünkü Allah Teâlâ, o sene ölecek olan kimselerin hepsi(nin isimleri)ni
o ayda yazar. Ben de, oruçlu olduğum hâlde ecelimin gelmesini seviyorum.(14)
MÜBAREK BERAT GECESİNİN
Duaların Kabul Edildiği bir gece olduğu şuuru ve idraki
içerisinde şöylece ihya etmeye çalışalım:
1 GECEYİ ORUÇLA KARŞILAMAK
Geceyi oruçlu olarak karşılamak, geceyi ibadetle geçirmek ve ertesi gün yani
Berat günü oruç tutmak. Hazreti Ali'den rivayete göre Peygamberimiz şöyle
buyurmuşlardır:
"Şaban ayının yarısı yani Berat gecesi olduğu zaman kalkınız, o geceyi ibadetle
geçiriniz, gündüzünde de oruç tutunuz..."(15) Binaenaleyh Şaban ayının 14 ve 15.
gündüzünü oruçlu geçirmeliyiz.
2 YASİNİ ŞERİF VE DUA
İftarımızı yapıp Allah Teâlâ'ya şükrettikten ve akşam namazından sonra, üç defa
Yasini Şerif okunacaktır. Her Yasin'den sonra çokça dua edilmelidir.
3 BOL NAMAZ KILMAK.
Bu geceyi namaz kılarak ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Berat gecesi ve
gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Bu
gecede ibadet etmenin ve nafile namaz kılmanın çok sevabı vardır. Fakat Berat
gecesine mahsus, şekli muayyen ve kılınması sünnet olan bir namaz yoktur. Bu
gece kılınacak olan nafile namazına: "Salatu'lhayır=hayır namazı" denilmiştir
ki, birçok rivayette yüz rekâttır. Her rekâtında Fatiha'dan sonra on İhlâs
okumak ve iki rekâtta bir selâm vermek sûretiyle yüz rekât kılınır. Ya da her
rekâtında Fatiha'dan sonra yüz İhlâs okumak sûretiyle on rekât da kılınabilir.
Toplamı bin İhlâs eder. Bu namazın bereketi, uğuru her tarafa yayılır. Bu
namazın çok fazileti ve çok çok sevabı vardır.
Hasanı Basrî (R.A.) şöyle demiştir: Otuz sahâbî bana haber verdi ki:
"Bu gece bu namazı kılan kimseye Allah Teâlâ yetmiş kere rahmet nazarıyla bakar
ve her bakışında yetmiş ihtiyacını giderir. En küçüğü günahlarını mağfiret
etmesidir."(16)
4TEVBEİSTİĞFAR
Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En
azından bir tesbih "Estağfirullah" demeliyiz. Çünkü Cenabı Hakk'ın bu gece ve
gündüzündeki bu büyük rahmeti, mağfireti ve bağışlaması hiç şüphe yok ki ona
talib ve lâyık olanlar içindir. Tevbe, vücudun bütün azalarının Cenabı Hakk'ın
emrine dönmesi demektir. Sözü papağan da söyler, amma idrak etmeden söyler.
5 SALÂTÜ SELÂM OKUMAK
Peygamberimize hiç olmazsa bir salatü selâm okumalıyız. Canı gönülden,
"essalâtü ve'sselamü aleyke ya Resûlallah" demeliyiz.
6 KUR'ANI KERİM OKUMALI, DİNLENİLMELİ.
Peygamberimizin, ashabın, tâbiînin, diğer büyüklerimizin, meşayihimizin,
akrabalarımızın özellikle analarımızın, babalarımızın ve hocalarımızın...
Kısacası bütün Müslümanların ruhlarına Kur'anı Kerim okunmalıdır. Bir
düşünelim! Bu akşam biz ölmüş olsaydık, kabirde olmuş olsaydık, bize
akrabalarımız, yakınlarımız, dostlarımız tarafından ne yapılmasını beklerdik?
Biz de aynısını yapalım ki bize de arkamızdan gelenler yapsınlar!
7 BÜTÜN MÜSLÜMANLAR DUA ETMELİ
Mağfireti ilâhiyyeye, maddî ve mânevî bütün hayırlara, bereketlere ve Berat'a
nail olmaları, yeryüzünden zulüm ve küfrün kalkıp İslâm'ın hâkim olması için de
içtenlikle bol bol dua edilmelidir.
8 BERAT GECESİ GÜNDÜZÜNDE KABİR ZİYARETİ:
Mezarlar, yakınlarımızın kabirleri ziyaret edilmeli, ruhlarına Kur'anı Kerim
okumalı, dua etmeli, onlar için de Allah Teâlâ'dan mağfiret dilemelidir.
9 BERAT GECESİ VE GÜNDÜZÜNDE YARDIM YAPILMALI
Fakir fukarayı, yetim ve kimsesizleri görüp gözetmek, ihtiyaç içerisinde
kıvranan din kardeşlerimizin yardımlarına koşmak, onlara imkânlar ölçüsünce
tasaddukta bulunmak, mutlaka yapmamız lâzım gelen bir husustur.
10 AİLEMİZİ SOHBET VE ONLARI BİLGİLENDİRME
Mübarek diğer zamanlar, geceler gibi bu mübarek gece hakkında da aile
efradımıza, özellikle çocuklarımıza lüzumlu bilgileri vermeli, mâna ve
ehemmiyetini anlatmalı ve benimsetmeliyiz. Böylece onların da bu gecenin
feyzinden istifade etmelerine vesile olalım.
BERATINIZI ALMAK DİLEĞİYLE
Bu duygu ve düşüncelerle bütün mü'minlerin Berat kandillerini tebrik ediyor,
daha nice Berat gecelerine sıhhat ve afiyetle erişmemizi ve bu mübarek gecenin
Rabbimizin istediği manada ihya edilmesini, değerlendirilmesini ve bu mübarek
gecenin mü'minlerin mağfireti ilâhiyyeye nail olmalarına ve Berat almalarına;
tüm İslâm âleminin birlik ve dirliğine, dünyanın pek çok yerinde haksızlığa ve
saldırıya uğramış Müslüman kardeşlerimizin kurtuluşlarına, insanlığın hidayet ve
barışına, huzur ve saadetine; dünyanın değişik bölgelerinde akan kan ve
gözyaşının durmasına, maddî ve manevî hayırlarabereketlere vesile olmasını
Cenabı Hakk'tan dilerim. Allah Teâlâ cümlemizi, bu mübarek gecede beratını
eline alan kullarından eylesin. Âmin.
Dipnot:
1- Duhan sûresi, 16
2- Elmalılı M. Hamdi Yazır, 6/4294
3- Duhan sûresi, 45
4- Beyhakî, "Şuabü'lİman", 3/386, no: 3839;
Deylemî, "Firdevs", 2/73, no: 2410
5- Deylemî, "Firdevs", 5/274, no: 8165;
Suyutî, "edDürrü'lMensûr", 7/402
6- İbn Mâce, İkame 191; Beyhakî, "Şuabu'lİman", 3/379, no: 3822
7- Beyhakî, "Şuabul'lİman", 3/384, no: 3837; İbn Mâce, İkame 191;
Tirmizî, Savm 39; Ahmed b. Hanbel, 6/238; Müslim, Salât 222
8- İbn Mâce, İkame 191
9- Abdülkadir Geylânî, "Gunyetü'tTâlibîn
10- Nisa sûresi, 48, 116
11- İsra sûresi, 31
12- Alusî, Tefsir, ilgili âyeti kerîme.
13- Nesâî, Sıyam 70, Ahmed b. Hanbel, 4/201
14- elMünzîri, "TerğibTerhib", 2/117
15- İbn Mâce, İkame 191
16- Gazâlî, "İhya", 1/209210