Örtünmenin Fazileti Hakkında

Geride Geçen Delillerin Özeti

 

         1- Örtü: Mümine kadınların hepsinin üzerine, kesin ve net bir şekilde şer’i vecibedir,  

              farzdır.

         2- Peygamberimizin temiz hanımları ve kızları inanan kadınlar için en güzel örnektir.

         3- Şer’i örtünün, bütün bedeni, iç elbiseyi ve süsleri örtmesi gereklidir.

         4- Örtü: Müslüman kadına zorluk çıkarmak için değil, onun şerefini yükseltmek ve o-

              na ikram etmek için farz kılınmıştır.

         5- Şer’i örtü ile örtünmek fuhşiyatın, çirkin yaşamın fitne ve  fesadın  yayılmasından

              kadını ve toplumu korumak ve himaye altına almaktır.

         6- Müslüman kadının süslerini izhar edip ortaya koyması caiz değildir. Ancak kocası

              ve yakın mahremleri yanında, bu hal müstesnadır.

         7- Müslüman kadına, yabancılar muttali olmasınlar diye, göğüslerini, gerdanlarını, ve

              başını örtmesi farzdır.

         8- Şehevi ve cinsel işleri bilmeyen küçük çocukların, kadınlarının  yanına girmelerine

              bir mania yoktur.

         9- Fitne tohumlarını ekmek, erkeklerin nazarlarını çekecek birşey  yapmak müslüman

              kadına haramdır.

       10- Müslüman kadın ve erkek hepsinin tevbe ve inabe ile Allah’a  (c.c.)  dönmeleri  ve

              İslamın adabına temessük etmeleri gerekir.

       11- İslamın ortaya koyduyu içtimai edep ve inabe ile Allah’a  (c.c.)  dönmeleri ve isla-

              mın adabına tenessük etmeleri gerekir.

       12- Kadına bakmak zinanın elçisidir, fuhuşun öncüsüdür.  Müslümanlara  yakışan  ya- 

              bancı kadına bakmamaktır.

       13- Harem ve selamlığa önem vermemek vahim olaylara yol açar.

       14- Musafaha-tokalaşmak günah ateşinin yanmasına bir kıvılcımdır.

       15- Örtü, İslami toplumun güçlendiğinin işaretidir.

 

TESETTÜRE  KARŞI  ÇIKANLARIN  DİNEN  DURUMU

 

         Buraya kadar izah ettiğimiz gibi, tesettürün varlığı ayeti kerime, hadisi şerif ve icmai-ümmet ile sabit olmuş bir husustur. Bu emre karşı çıkmak iki türlü olabilir.

a-Sözlü,

b-Fiili karşı çıkmaktır.

       a-Sözlü Karşı Çıkmak:

         İslamın keyfiyet ve örtünme sahasında bazı prensipler koyduğunu , bu konuda kendisine has bir sistem getirdiğini kabul etmeyen kimse, kafir duru-muna düşer. Böylesi, Kur’anı kerimde konu ile alakalı ayetleri kökünden reddediyor, yani “Bu ifadeler Kur’andan değildir, bunlar ayet değildir.” diyorsa... Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmadığı için elbette kafirliğe düşecektir.

         Dinimizin tesettür emrini inkar edenkimse, kıyafet ve tesettür ayetlerindeki emir ve nehilerin vücup ifade etmediği, bunların bir tavsiyeden ibaret olduğunu, zemin ve zamana göre bu tavsiyelere uyup uymamakta kişinin serbest bırakıldığını söyleyecek olursa... Bu görüş ilmi olmaktan tamamen yoksundur.Çünkü kıyafet ve tesettüre dair eyetlerdeki emir ve yasaklar çok kesin olup birbirini tamamlar ve başka ihtimalleri bertaraf eder mahiyettedir. Mesela: Hanımların, baş örtülerini yakalarını örtecek şekilde koymalarını emreden ayette; “Irzlarını haramdan korusunlar” (Nur: 31) da buyurulmaktadır. Şimdi, alim olmak öğle dursun, aklı başında olan bir insan kalkıpta bu emrin vücup değil, nedb ve ibahe ifade ettiğini ve binaenaleyh İslam!a göre iffetl, hicap ve tesettüre dair emirleri başta Peygamber Efendimiz olmak üzere Asr-ı Saadetten itibaren bütün müslümanlar vücup tarzında anlamış ve ona göre hareket etmiştir. Geçen sahifeleri tekrar tekrar oku ve düşün.!

         2- Fiili karşı çıkmak:

         Fiili karşı çıkmak yani emre uymamak.Buraya kadar anlattıklarımızla sabit olmuştur ki; İslam dini kendine has bir kıyafet sistemi getirmiştir. Bir müslaman fiillen,yani kendi kıyafetiyle buna muhalefet etse, giyim ve kuşamını İslami sisteme uydurmazsa günahkar olur, fakat küfre girmez, yani kafir olmaz. Çünkü dinden olduğu kesinlikle bilinen (zarurat-i diniyyeden) olan bir hususa fiilen muhalefet etmek iradesizlik, tenbellik, umursamazlık, nefsani arzulara teslimiyet...  sayılabilir:  ama o hususun mevcudiyet ve meşruiyyetini inkar manasına alınamaz. Malum olduğu üzere  “İMAN”  kalbin tasdikinden ibarettir, yani Hz. Muhammed  (s. a. v. ) ‘ın dinden olmak üzere getirip tebliğ ettiği kesinlikle bilinen hususlarda O’nu doğrulamaktır, iman, İnkar ise, bunun zıttıdır. Bir müslümanın giyim ve kuşamında islami ölçülere bağlı kalmaması, onun bu mevzuda Hz. Muhammed’in getirdiği tebliğatı inkar etmesi ve Hz. Peygamber’i yalanlaması manasına gelmez.

         İslam alimleri kalbi bir amel olan tastik veya inkarın insanlar arasında nazar-ı  itibara alınabilmesi, yerine göre hukuki bir netice doğurabilmesi için onun söz veya yazı vasıtası ile doğrudan ve açıkça ifade edilmesini şart koşmuştur. Ancak din kurallarını koyan Allah ve Resulünün tekzib manasına aldığı veya başka türlü yorumlanması mümkün olmayan belli bazı fiiller vardır ki inkar için yeterli almet teşkil etmiştir. Mesela: Puta tapmak, put önünde saygı duruşunda bulunmak, İslamın zıddına kanun yapmak, haç çıkarmak, diğer dinlerin ibadet ve ayinlerine katılmak gibi fiiller küfür kabul edilmiştir.

         Buraya kadar tesettür, İslami kıyafet ve başörtüsü hakkında yeteri kadar malümat verdik  Bu bahsi daha önceleri mustakil olarak yazdığım iki sahifalık yazılarımla başbaşa bırakarak, kapatmak istiyorum.

 

İNCE   ELBİSE   ÖRTÜ   OLUR    MU

 

         Ebi-davud rivayet ediyor:  Bir ara Resulüllah’ın baldızı, Aişe validemizin kızkardeşi ve Ebu  Bekir’es-Sıddıkın kızı Hz. Esma, huzuru saadete incecik beden rengini kayıp etmeyen bir elbise ile geldi. İki cihanın serveri Hz. Peygamber (s.a.), yüzünü çevirerek buyurdu:

         “Ey  Esma ! Kadın hayız çağına geldiği zaman, burasından ve burasından başka hiç bir yerini göstermeye hakkı olmadığı gibi göstermesi helal da değildir. Deyip, yüzüne ve ellerine işaret buyurdu.”

         Bu hadisi –şerif, incecik ve beden rengini örtmeyen bir elbisenin, elbise sayılamayacağını ifade buyurmaktadır. Zira örtünmenin sekiz şartı vardır.Onlardan biri tahakkuk etmediği taktirde giyinik olsa dahi  kadın örtünmüş sayılmaz.!

O, şartlar şunlardır

         1- İstisna edilmiş şeyler hariç, bütün bedeni kapatmaktır.

         2- Süs için değil, örtünmek için giyinmelidir.

         3- Giydiği elbise kalın olup beden rengini dışarıya aksettirmemelidir.

         4- Geniş olup azaların şeklini dışarıya vermemelidir.

         5- Örtüye koku sürmemelidir.

         6- Elbisesi erkek elbisesine benzememelidir.

         7- Giymi hıristiyan, yahudi ve sair milletlerin kadınlarının elbisesine benzememelidir.

         8- Şöhret elbisesi olmamalıdır.

             (Mesela: Kürkler ne kadar geniş ve uzun olursa yinede dinin isteğine uygun bir örtü         

             sayılmaz. Çünkü örtüden gaya; fasid ruhlu kimselerin fitnesine maruz kalmayı ortan dan kaldırmaktadır. Halbuki kürkle gezen bir hanıma ise, açık-saçıkgezen hanımlardan  daha fazla gözler çevrilmektedir.

         Sonzamanlarda bir kısım dindar hanımlar daracık pantolon giyip daracık mantolarla gezmeye başladılar. Bu giyimi ile islami tesettür (örtünme) olarak kabul ediyorlar. Acaba bu halleri İslami emirlere uyuyormu? Hele diz kapaklarından aşağısına, et rengi çorap giyip de dolaşan ve bu şekilleriyle ilahi tesettüre riayet ettiklerini sananlara ne demeli?

         Lütfen tetkik ediniz. Eğer yukarıdaki şartlara uyar tarafı varsa, bu hatun kişiler iddialarında haklı sayılabilirler. Öyle ise biz onları yüksek vicdanlariyle başbaşa bırakıp, bir ayet ve bir hadis meali ile bitirelim, bu yazımızı:

         “Mü’min kadınlara söyle, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar. Irzlarını korusunlar, ziynetlerini açıp göstermesinler. Baş örtülerini yakalarını kapayacak surette örtsünler... (Azhar Süresi:59) 

         “Ey Peygamber ! Zevcelerine ve kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, (evden dışarıya bir ihtiyaç için çıkmak isterlerse) dış elbiselerini  giysinler... (Azhar Süresi:59)

         “Ahir zamanda ümmetimin kadınları, erkekler gibi eyerlenmiş atlara binerler. (Mesela: Günümüzde şöfer olup, arabayı kullanan kadınlar) Erkekler le mescid ve cami kapılarına bineklerle (arabalarla-taksilerle) giderler. Kadınları giyinmiş çıplaktırlar. (Yani İslami kıyafet üzerine giyinmemişlerdir) Saçları zayıf develerin hörgücü gibidir. (kimide saçlarını keser, kimide örtüyü bağlanır, fakat saçları önden ve arkadan görülür. (hadis, Terğib ve Terhib)